16 Kasım 2010 Salı

Biz--Yevgeni Zamyatin

Biz--Yevgeni Zamyatin
1920'lerde yazılmış distopik bir kitaptır. Hikaye gelecekte yaşanmaktadır. 200 yıl savaşları sonrasındaki baskıcı bir rejim Tek-Devlet'in kontrolündeki toplum mekanikleşmiştir. İnsanlar numaraları ile isimlendirilmektedir. Verimliliğin en üst düzeyde olması için insanların günlük programları en ince ayrıntısına kadar düzenlenmiştir. İnsanların yaşadıkları mekanlar da dahil olmak üzere şehir tamamen camdan inşa edilmiştir. Böylece gizli saklı hiçbir bulunmamaktadır. Sadece çiftleşme zamanı mekana pembe perdeler çekilmektedir. Şehir duvarlarla çevrilidir ve duvar dışı yüzyıllardır bilinmemektedir.
D-503: Entegralin yapımcısı. mühendis. matematikçi.
I-330: Sisteme başkaldıran kadın.
O-90 :D-503 ün eşlerinden biri.
R-13 :D-503'ün arkadaşı. Şair. O-90'ın eşlerinden.

D-503 sistemi sorgulamayan, dağdaki çoban misali hayatından memnun olan bir bilim adamıdır. Seks partneri O-90 ve arkadaşı R-13 dışında sosyal bir bağı yoktur. Uzay mekiği Entegralin tasarımcısıdır ve günleri bu aracın yapımıyla geçmektedir. I-330 ile karşılaşması hayatını bir anda değiştirir. I-330'a duyduğu yoğun tutku ile sisteme bağlılığı arasında kafası karışır.
I-330'ün seçim gününde mevcut sisteme hayır diyerek elini kaldırması ortalığın karışmasına neden olur. Çünkü seçimlerde yapılan açık oylamalarda daha önce hayır diyen biri olmamıştır. I-330 aslında sisteme karşı mücadele eden örgütün bir üyesidir. Bu örgüt şehir surları dışındaki dünya ile ilişki içindedir. 200 yıl savaşları sonrasında küçük bir insan grubu hayatta kalmayı başarmıştır.
Örgütün amacı D-503'ün tasarımcısı olduğu Entegralin kaçırılarak kendileri için kullanılmasıdır. Bunu engellemeye çalışan baskıcı rejim Entegralin kaçırılacağı günlerdeinsanların hayal gücünü ortadan kaldıran bir cerrahi işlemi uygulamaya alır. Entegrali kaçırma planı başarısız olsa da şehirde ayaklanma başlar ve düzen birkaç günlüğüne bozulur. Neticede örgüt üyeleri tutuklanır. D-503 işlemden geçirilerek hayal gücü ortadan kaldırılır. Ne başkaldırışı ne de I-330'ü hatırlar. Artık mutludur.





Bilgiler:
Distopia kelimesi ilk defa John Stuart Mill tarafından kullanılmıştır. Filozofun Yunanca bilgisi göz önüne alınırsa, kelimeyi "ütopyanın tersi" olarak değil, "kötü bir yer" anlamında kullandığı anlaşılır.
Distopya olumsuz ütopyadır Totaliter ve baskıcı toplumları ifade eder. Örnekler; : Jack London'nın The Iron Heel’i, George Orwell'in 1984’i; Aldous Huxley'in Brave New World’u; Anthony Burgess's A Clockwork Orange; Alan Moore's V for Vendetta; Margaret Atwood's The Handmaid'ın Tale; Evgenii Zamiatin'nın We’si; Ayn Rand'nin Anthem’i; Lois Lowry'in The Giver’ı; Samuel Butler'ın Erewhon’ı; Chuck Palahniuk'un Rant’ı ; and Cormac McCarthy'ın The Road’ı;Fatih Kerim'in Fetih'i gibi örnekler yer almaktadır.

Hiç yorum yok: